21 Temmuz 2009 Salı



içimden ağlamak geliyor anne...

10 yaşındayken söylemiştim bunu annem'e. yeni taşınmıştık şu an oturduğumuz yere. osmaniye' ye. okullar açılmıştı. 2 hafta falan olmuştu hem de. eski okulumdan yeşilyuva' dan buraya nakil gelmiştim. hiç tanımadığım, bilmediğim bi yere. nerdeyse herkesi tanıdığım, bi vesileyle annemin, müdürüdür, hocalarıdır milleti tanıdığı, alıştığım, şımartıldığım okulumdan bu yeni okula geçmek o kadar da kolay olmadı. çok şanssızdım. ilk günüm berbat geçti. herkesin lacivert önlükleri varken benimki maviydi. hem de "bok gibi" bi renkti. bahçede dolaşırken bi çocuk demişti. ağlamamıştım sanırım o an. tutmuştum kendimi. ilk günden de yapılır mıydı bu be. " bok gibi"ymiş sensin bok gibi!! Demedim tabi. Sustum sınıfıma çıktım. Hanım hanımcık oturdum en ön sırama.

Beyhan hocam...Bana okuma-yazma öğreten...Şimdiyse Cemal hoca vardı. Evet erkek bi hoca hem de 1.85 boylarında bıyıklı, esmer. Erzincanlı'ymış. Konuşması garip gelmişti başta. Çok hızlı konuşuyordu anlamıyordum. Hem dersleri de kitaptan işliyorduk. Konuları kitaptan, defterimize geçiriyorduk. Çok canım bozulmuştu buna. Böyle hiçbir şey öğrenemezdim ki.

Ders çıkışında annem almaya gelecekti. Feci yağmur başlamıştı ama. Dedim ya şans meselesi. Anaokulu kısmının orda bekledim annemi ıslanmayayım diye. Bekledim, bekledim...Sonra bi veli geldi arabasıyla nerde oturduğumu sordu. Söyledim. Adresi bildiğime şaşırdım bak şimdi düşününce. Adam tutturdu gel bırakalım diye. Yanındaki oğlu da meğer sınıf arkadaşımmış "Can". Annemi bekleyeceğim dedim ısrarla. Binilir mi yabancı birisinin arabasına.

Annem..Canım annem geldi çok geçmeden neyseki. Sırılsıklam olmuş. Ders çıkış saatini karıştırmış e bi de babaannemler bizde kalıyordu o ara. Elinde bana getirdiği montla annemi görünce o kadar sevinmiştim ki.
"Can"ların arabasıyla döndük eve. Karşı bloğumuzda oturuyorlarmış meğer. Bizim "Can" işte o.
:)

Kapıdan içeri girer girmez, yağmurdan ıslanıp griye dönmüş beyaz mus çoraplarımın itinalı yardımıyla yere düşüp kaymam bir oldu. Harika bi girişti. Evet. İlk gün faciasından sonra kapanışı da böyle yaptım. Suratım beş karış dolaştım o gün ve ondan sonraki 1 ay nerdeyse. Annemin kucağına oturup sessiz sessiz ağlamaya başlardım. Annem sorardı noldu kızım diye çok ama hiç söyleyemezdim. Anlatamazdım. Küçüktüm. Kendi çapımda benim de dertlerim vardı o yaşta. "İçimden ağlamak geliyor anne" derdim. Çok defa dedim bunu. Annem sonraları dalga geçerdi böyle böyle derdin diye. Ama kimi zaman yine annemin kucağında otururum sarılırım sıkı sıkı, öperim. Gözüm dolar, ağlarım. İçimden ağlamak geliyor derim sırıtırım. Ağlarken gülebilen insanlardanım.

Gülerken de içten içe ağlıyorum.

3 yorum:

  1. Uuu...Bayıldım bebegim, çok güzelmiş:)

    Bu arada ben de hatırlıyorum o mavi önglüğünü hihih, nasıl hatırlamam ki herkesten farklıydın:D
    Can'lar da pek kibarmış :))

    YanıtlaSil
  2. Blog da hayırlı olsun cicim:) Severek takip edecegiz :))

    YanıtlaSil